Eski Türk Çalgıları
Eski Türk çalgıları dendiğinde yuğ törenlerinin ve özel günlerin vazgeçilmezi kopuz akla gelir. Türk çalgıları içinde yer alan zengin saz çeşitlerinin atası kopuzdur. Genel olarak bütün TSM ve THM çalgıları, saz olarak ifade edilir. En başta Türk geleneksel çalgısı olarak kabul edilen kopuz, zamanla Türklerin yerleşik yaşama geçmesi ve kültürel etkileşim sayesinde müzik alanında da ilerlemişlerdir.
Rebab, ud, çeng, dombra (dutar), kılkopuz, rübab (koçkarca), tar, murinhur, nefir, çetigen (yatuğan), miskal Orta Asya çalgıları arasında yer alan enstrümanlardır. Gubuz (Şan kopuz), tanbur, saz (bağlama, cura), kanun, mey (balaban), kabak kemane (gıçek, kemençe) yine Orta Asya çalgıları grubunda yer alır. Kaval, koray, sıbızgı, mazhar (bendir), kudüm, halile (zil) de yine aynı grup çalgılar arasında yer alır.
Çalgı çeşitliliğine baktığınızda aslında Türk kültürünün ne kadar zengin olduğunu fark edebilirsiniz. Günümüzde bu çalgıların daha modernize edilmiş halleri Türk müziğinde yerini almıştır Günümüzdeki bağlama ve gitar ailesi üyeleri eski Türk kültürü çalgılarının daha estetize ve modernize edilmiş hali olarak kullanılır.
Eski Türk Çalgıları: Giriş ve Genel Bilgiler
Eski Türk çalgıları arasında yer alan ve günümüzde de güncel adıyla varlığını koruyan çalgılardan bir tanesi kemençedir. Kemençe, yaylı çalgı grubunda yer alan ve Karadeniz müzikleriyle özdeşleşmiş bir enstrümandır. Rebab, Hindistan cevizi kabuğu üzerine gerilmiş deriden elde edilen 3 telli bir çalgı olarak bilinir. Horasan bölgesinden çıktığı bilinen rebab, Hz. Mevlana ile birlikte Anadolu’ya gelmiştir.
Ud diğer adıyla kopuz olarak bilinen telli çalgı, on bir tele sahiptir. Mızrapla çalınır, kısa saplı, geniş gövdeli, Asya kökenli enstrümandır. On dört ila yirmi dört telli, Asya kökenli çalgının adı çengdir. Çeng, arpın atası olarak bilinir. Eski Mevlevi müziklerinde ve klasik musikide kullanılmıştır.
Türk çalgıları genel olarak kültürel müziklerin temsilcisi, sakinleştirici, heyecanlandırıcı, yaylı ve tezeneli çalgı grubundan oluşur. Üflemeli çalgı grubundaysa kaval önemli bir yere sahiptir. Çobanların koyunları sakinleştirmek ve toparlamak için de kullandığı kavalın ruha iyi gelen bir özelliği bulunur. Flüte benzer çalgı türü olan kaval şimşir ve kamış gibi bitkilerden üretilir. Üzerinde 8 adet ses deliği bulunur.
Telli çalgılar genel olarak pena, mızrap gibi aksesuarlarla çalınır. Üflemeli çalgılar için doğru nefes kullanımı son derece önemlidir. Üflemeli çalgılarda ses çıkarabilmek için telli veya yaylı çalgılarda ise el reflekslerini güçlendirmek için istikrarlı bir çalışma gerekir. Bu güzel sesli enstrümanların ilk halleri ve o zamandan bu yana nasıl bir değişim geçirdiğini merak ediyor musunuz? O halde müzik aletlerinin kısa tarihçesine hızlıca göz atalım.
Eski Türk Çalgılarının Tarihçesi
Eski Türk çalgılarının tarihçesi, Göktürk dönemi, İslamiyet öncesi ve İslamiyet dönemi olmak üzere üçe ayrılır. Göktürk dönemi çalgıları, köshkör, dombra, kopuz olarak ön plana çıkar. Zamanla geliştirilerek farklı isimlerle çalınmaya devam etmiştir. İslamiyet öncesi çalgılar arasında saz, ney ve kaval kendini gösterir.
Dinlendiren sesleriyle Türk halk müziğinde hala yer bulan üç adet çalgı türüdür. İslami dönem çalgıları arasında yer alanlar kanun, ud ve tamburdur. İslami dönemin başlamasıyla birlikte müziğin türü de değişmiş, çalgılarla birlikte müzik kültürü farklı bir boyut kazanmıştır.
Geleneksel Türk çalgıları ve özellikleri, hem tasarım hem işlev hem de renk tonu açısından farklılık gösterir. Yine de tek çatı altında toplayıp ortak özelliklerinden bahsetmek gerekirse ilk Türk çalgıları, doğal malzemeler kullanılarak üretilmiştir. Türk çalgılarının büyük çoğunluğu el yapımı ürünlerden oluşur. Bu nedenle değeri oldukça yüksektir. Zengin bir enstrüman gamına sahiptir. Uzun ömürlü kullanım olanağı tanırlar. Zengin makam yapıları ve ses tonlarıyla müzik icralarında tatminkâr bir ses elde etmeyi sağlarlar. Her çalgının kendine has bir tonu ve karakteri vardır.
Yaylı Çalgılar: Kopuz, Kemençe ve Diğerleri
Kopuz, en eski Türk çalgılarından biri hatta geleneksel Türk enstrümanlarının atasıdır. Üzerinde yer alan üç adet tel, mızrapla çalınarak farklı notalar elde etmeyi sağlar. Kemençe, bir adet yay aracılığıyla çalınan tiz sesli bir Karadeniz çalgısıdır. Telli bir saz çeşidi olan tanbur, Sümerler dönemine ait bir çalgı türüdür.
Keman yine yaylı çalgı grubunun estetik, narin ve doyurucu sesiyle kendini gösterir. Viyolonsel, çello gibi yaylı çalgı grubunda yer alan enstrümanların hemen hepsi aynı mantıkla çalınır. Bir adet yayın, çalgı telleri üzerinde gezinmesi sonucu farklı notalar oluşur. Bir taraftan da parmaklar tel üzerine bastırılarak nota seslerinin yayla birlikte oluşması sağlanır.
Üflemeli Çalgılar: Ney, Zurna ve Kaval
Eski Türk çalgıları arasında yer alan üflemeli çalgılar: ney, zurna ve kaval gibi hala müzik severler tarafından rağbet gören enstrümanlardan oluşur. Zurna, ney ve kavala göre daha kalın sese sahip olan bir nefesli çalgıdır.
Zurna içine üflenen hava, ağızlık, mil ve maşa yardımıyla ses şeklinde dışarı çıkar ve anlamlı melodiler oluşturmanıza yardım eder. Zurna küçük oktavın si bemol sesinden üçüncü oktavın do sesine kadar ahenge sahiptir.
Ney, ağızlık kısmında bulunan kamış yardımıyla ses çıkarmanızı sağlayan, bağrı yanık çalgıdır. Sakinleştirici Sûfi ve Mevlevî müziklerinin icrasında kullanılır. Kaval, köy ortamında, çobanlar tarafından çalınan bir çalgı olarak ün kazanmıştır. Dilli ve dilsiz düdük çeşitleriyle kaval, bir toplu müzik organizasyonuna solo renk katmak amacıyla tercih edebilirsiniz.
Vurmalı Çalgılar: Davul, Def ve Bendir
Eski Türk çalgıları, dinsel ayinlerde ve özel törenlerde kullanılmak üzere icat edilmiştir. İnsanların müziği arayışı, ruhlarını rahatlatıcı ayinlerin ana malzemesi haline gelmiştir. Davul, hâkimiyet sembolü olarak da bilinen, tuğ takımlarının başlıca çalgısı olarak kabul edilir. Günümüzde de perküsyon aletleriyle birlikte çalınmaya devam eder.
Mehter takımı, gelin alma, konserler, özel kutlamalar için davul hala Türk kültüründe eşsiz bir yere sahiptir. Davul hem önden hem de arkadan vurularak çalınmak için tasarlanmış silindir şeklindeki çalgıdır. İki tokmağı bulunur. Bunlardan bir tanesi ön tarafına güçlü bir vuruş yapmak için diğeri ise daha cılız yapıdadır. Arka yüzüne hafif vuruşlar yapmak içindir. Bunun nedeni, davulun akustiğini sağlamak ve fazla baskı nedeniyle patlamasını önlemektir.
Def, kına gecesi törenlerinde, özel konser gruplarında ve etkinliklerde elde sallanan veya ele vurularak çalınan bir enstrümandır. Keyifli bir kullanımı vardır. Ortamda diğer enstrümanlara eşlik ederken dikkat çekici bir ses çıkarmayı sağlar. Üzerinde yer alan ziller sayesinde sallandıkça ve vuruldukça ses çıkarır. Bendir de bir çeşit vurmalı çalgıdır. Eski Türk çalgıları grubundan günümüze kadarki süreçte kullanılmıştır. Dilsiz büyük def, nakkare ve kudümle birlikte kullanılır. Daha çok dini müziklerde kullanılmaya uygundur.
Telli Çalgılar: Bağlama, Saz ve Tanbur
Saza benzer bir çalma tarzı bulunan tanbur, keman yayını andıran bir aksesuarla çalınır. Bağlama tezeneli ve yaylı bir çalgıdır. Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği parçalarının icrasında tercih edilir. Saz, birden çok çeşidi bulunan günümüzde bağlama yerine kullanılan enstrüman zannedilir. Aslında saz, telli bir çalgı olmanın ötesinde enstrümanlara genel olarak verilen isimdir. Saz kamış otu anlamına gelen kelimedir. Arada bağlama yerine kullanılarak telli çalgı grubunda bir enstrümanın yerini tutar. Bağlama, kısa ve uzun sap olmak üzere armut gövdeye sahip, perdeli ve telli bir çalgıdır. Anadolu halk kültürünün bir temsilcisi olarak görülür.
Osmanlı Dönemi Çalgıları ve Müzik Kültürü
Osmanlı döneminde müziğe büyük bir önem verilmiştir. Öyle ki saray müziği denilen bir olgunun varlığından söz etmek mümkündür. Osmanlı müzik aletleri arasında kimisi kökeni İslamiyet öncesine dayanan çeşitli çalgıları barındırır. Bunlar arasında: rebab, çeng, kopuz, klasik kemençe, ud, tanbur, ney yer alır.
Osmanlıdaki müzik aletleri Türk halk musikisi icra etmek için kullanılmış bunun yanında batı müziği de gelişmiştir. Yaylı çalgılar Osmanlı döneminde batı müziği icrasında tercih edilmiştir. Osmanlı geleneği olan mehter, Türk kültüründe önemli bir yere sahiptir. Bunun yanında tek başına Osmanlı müziği mehter müziğinden ibaret değildir. Osmanlıda müzik 16. Yüzyılda başlamıştır. Ticaret faaliyetleri neticesinde farklı müzik kültürleri keşfedilmiş, zengin ve renkli enstrümantal gelişmeler meydana gelmiştir.
Eski Türk kültürünün vazgeçilmez bir parçası olan kopuz, Osmanlı Döneminde varlığına 18. Yüzyıla kadar devam etmiştir. 10 ve 16. yüzyıllar arasında yoğun şekilde kullanılan ud 17. Yüzyılda popülerliğini yitirmeye başlamıştır. Onun yerine 17. Yüzyıldan itibaren tanbur kullanılmıştır. Çeng ve Miskal 19. Yüzyıla kadar kullanılmış, santur da ömrünü 20. Yüzyılda tamamlamıştır.
Keman ilk başta saray dansı için kullanılan bir enstrümanken sonrasında Klasik Batı Müziği icrasında kullanılmaya başlanmıştır. Osmanlıda günümüzde adı bilinmese de eski kaynaklardan elde edilen bilgilere göre 70’in üzerinde çalgı türü bulunur.
Osmanlıda ritim sazlar grubunda yer alan çalgılar, kendi aralarında tahtalar, zilliler, derililer olmak üzere üçe ayrılmıştır. Nefesli çalgılar dilli ve dilsiz, telli çalgılarda mızraplı ve yaylı çalgılar olmak üzere sınıflandırılmıştır. Eski Türk çalgıları içinde yer alan Osmanlı enstrümanları şu şekilde listelenmiştir:
- Askeri müzik enstrümanları,
- Eğlence müziği enstrümanları,
- Halk müziği enstrümanları,
- Dini müzik enstrümanları,
- Klasik müzik enstrümanları olmak üzere beş sınıfa ayrılmıştır.
Her bir çalgı grubu amaca uygun hareketli, yavaş, yüksek ve alçak sesli melodiler oluşturan farklı çalgılardan oluşur. Osmanlı dönemi çalgıları, günümüzde büyük ölçüde kullanılmaya devam eder. Bazıları eski tasarımları üzerine yenilenerek ve farklı bir forma bürünerek yeniden hayatımıza girmiştir.
Geleneksel Türk Halk Müziğinde Çalgıların Rolü
Eski Türk çalgıları, geleneksel Türk müziği içinde önemli bir yere sahiptir. Müzik aletlerinin sesleri, bulundukları coğrafyanın dertlerini, kültürel özelliklerini, hasretlerini yansıtır. Bağlamanın sesinin yanık yanık çıkmasının sebebi bu yüzdendir. Çok fazla aşk ve ayrılık acısı, özlem hikâyesi barındıran türkü, bağlama ve diğer mızraplı çalgılarla vücut bulur.
Ney üretiminde geçirdiği çok sayıda evreyi anlatır gibi yine yanık ve acıklı bir sese sahiptir. Diğer taraftan ise ney, Mevlevi müziklerinin de ana elemanı olarak huzur veren melodiler üretmenizi sağlar. Zurna, Anadolu ve Türk kültürünün neşeli yönlerini ön plana çıkaran hafif cart sesiyle dikkat çeken kültürel bir ögedir. Düğünlerde, özel anma törenlerinde zurnanın ve davulun yeri apayrıdır. Asker uğurlamalarında yine davul ve zurna başroldedir. Geleneksel Türk Müziği çalgıları arasında yer alan kaval da yine hem dertli hem de eğlenceli hikâyelerin en güzel anlatıcısıdır.
Türk Halk Müziği enstrümanları, Türkiye’nin dört bir yanını temsil eder ve her yöreye özgü farklı bir müzik tarzını yansıtır. Karadeniz yöresine ait olan çalgılardan biri olan tulum, içine dolan havayla üzerindeki körükle kendine özgü neşeli bir ses çıkarır. Horonların ve Karadeniz halaylarının en güzel sesleri yine tulumdan çıkar. Kemençe de Karadeniz bölgesine özgü en güzel müziklerin icra edilmesinde yardımcıdır.
Eski Türk Çalgılarının Yapımı ve Malzemeleri
Eski Türk müzik aletleri, elde yapılan, ustalık eseri enstrümanlardan oluşur. Klarnet ustası, ney ustası gibi farklı müzik aleti üreticilerine verilen ustalık vasfı o müzik aletlerinin ne kadar kaliteli olduğunu gösterir.
Türk halk çalgıları sınıfında yer alan enstrümanlar, o müzik aletinin yapımında ustalaşmış kişilerce üretilmiştir. Geleneksel Türk çalgıları içinde yer alan bağlama, zurna, def, kanun gibi enstrümanların tamamı, özel üretim aşamalarından geçtikten sonra müzisyenlerin çalabileceği forma ulaşır.
Kanunun üretiminde, ladin, köknar, ıhlamur, gürgen, kayın ağaçları kullanılır. Tellerin üretimi için önceden kuzu bağırsağı kullanılırken şimdi naylon-6 maddesi tercih edilir.
Ney üretiminde sazlık alanda yetişen kalın sazlar tercih edilir. İyice kurutulan sazlar, oyularak ney haline getirilir. Keman, çam ağacı ve ak ağaç gibi ağaç türlerinden elde edilir. Keman üretimi, emek isteyen bir süreci kapsar. Yaylı çalgının bir araya getirilmesi 85 adet farklı parçanın birleştirilmesiyle mümkün olur.
Tanbur tekkesi üretilirken ceviz, maun, pelesenk, kelebek, vengi, megase gibi ağaçlar tercih edilir. Kesme işlemi sonrasında ıslatılarak ısıyla yuvarlatılmak suretiyle şekil alır. Her bir enstrümanın üretiminde kullanılan malzemeler ve bu malzemelerin birleştirilmesi için başvurulan yöntemler farklılık gösterir.
Ünlü Türk Çalgıcıları ve Eserleri
Eski Türk çalgıları kadar, hiç eskimeyen Türk halk müziği temsilcileri de unutulmaz bir yere sahiptir. Türk halk müziği temsilcileri aşağıdaki listede eserleriyle birlikte yer alır:
Neşet Ertaş: Türk Halk Müziğinin duayenlerinden biridir. İcra ettiği türküler arasında: Zülüf Dökülmüş Yüze, Ah Yalan Dünya, Neredesin Sen, Evvelim Sen Oldun gibi değerli parçalar yer alır.
Belkıs Akkale: Türk Halk Müziğinin önemli temsilcileri arasında yer alır. Yürü Yalan Dünya, Şu Dağlar, Seher Yıldızı gibi türkülere ses vermiştir.
Ruhi Su: Kendini Türk Halk Müziğine adamış bir başka isimdir. Dam Üstüne Çul Serer, Geçti Dost Kervanı, Yemen Türküsü, Ekin İdim Oldum Harman gibi değerli türküleri seslendirmiştir.
Âşık Mahsuni Şerif: Halk ozanı ve âşıklık geleneği içinden gelen değerli isimlerden biridir. İşte Gidiyorum Çeşm-i Siyahım, Nem Kaldı, Affetmem Seni Yar gibi türküleri söylemiştir.
Hem enstrüman çalan hem de türküler söyleyen sanatçılarımız Türk müziğine büyük katkılar sağlamıştır.
Müzik aletleri hakkında daha fazla bilgi almak, Yonka Müzik ailesinde bulunan çalgıları incelemek ve s sipariş vermek için şimdi online mağazamıza göz atabilirsiniz.